Coğrafyamızda, ya da dünyada güncel olaylar hakkında iletişim ve yayın organlarında haber adıyla bilgi sahibi olurken, bazılarına üzülüyor insan.
İçimden.
-‘Bu güzel kadın durup dururken neden istifa etti, üstelik çok genç.’ dedim.
ARDERN.
Bizde Erdoğan, Kılıçdaroğlu, Yeni Zelanda’da Ardern.
İstifa edip bir gün sonra
- ‘İlk defa güzel bir uyku çektim’ diyor.
- ‘Bizimkiler mezarda bile uyuyamaz, hem Hasan Fehmi Güneş’in dışında istifa eden hiç duymadım.
Bu durumdaki bizim dışımızda başka ülkelerin görevlerini tamamlayan, istifa eden liderlerinden, dinleneceklerini, torun sevecekleri haberleri gelirken, Genç Ardern’den, dere kenarlarında su sesi dinleyeceği haberleri diğerleri gibi ilgi çekiyor.
Hobbit de Yüzüklerin efendisinde gördük büyüleyici bir ülke. Benim ülkem siyaset ve siyasetçilerin dışında fazlasıyla büyülü. Bizimkilere git dere kenarına para balyalarını al yanına. Başparmağını ister, orta parmağını arasına sok su sesine karıştır dinlen desen giderler mi?
Lokantada çalışan garsonun bedavadan yemek yemesi yasak. Parasıyla yemek yiyecek ve vergisini ödeyecek. En ince ayrıntılarına kadar düşünülmüş tasarlanmış hukuk sistemi içinde ‘yoruldum’ diyor başbakan Ardern. Bizimkiler, siyasetten asla ayrılamayacakları, politikayı kendilerinin icat ettikleri sanılırken, koltuk alttan kayınca yorgunluktan ikiye çatlamış karpuza dönüşümlerine, yaygın ihtiraslarına acımamak elde değil.
En başta bilinmesi gereken, Haber ve eleştiri, bu iki kavram siyasetçilerimiz için en değerli ölçüt. Peki biliyorlar mı? Düşman, yalaka ve taraf kültürü, biliyor muyuz?
Eleştirilerin, koltuğun değerinden, daha değerli olduğunu anlayabilecek siyasi kapasitenin, ülke geleceğinin değişmeyen alınyazısını değiştiren ilk adımları fazlasıyla gecikmedi mi? Yoksa kısa kısa gördüğümüz seraplar, düşler, soğuk duşlar devam mı edecek?
FACEBOOK YORUMLAR