YASA NE ZAMAN YASALAŞACAK?

Ramazan Ayı’nın ortalarında, iftarı yapmış sokağa çıktıktan sonra da bir köpeği işyerimin önünde yerleri koklarken buldum. ‘Herhâlde açıkmış olmalı’ dedim içimden. İnsanlardan daha kolaydı hayvanlarla anlaşmak.

-“Bak sana yemek vereceğim ama buraya tekrar gelme, kediler var” dedikten sonra
Korka korka, kafası yerde vücudu yere paralel sürüne sürüne yemeğine yaklaştı. Sabah olmuş kanlanmış gözleriyle bana bakıyor,

-Porti sen hala burada mısın?
Hayvan sever gözlerine bakınca cenneti görür, göremeyen cehennemi. Gitmiyor Porti, yemeğini vermesem de. Yoldan geçen bazı hayvan severlerle de tanışıklığı vardı. Porti de onlara gördükleri karşısında üstlerine atlayarak sevgisini gösteriyordu.

Hayvan dostları;

-Biz buna bakıyorduk, çöplükteydi bu köpek.

Yerel seçim Ramazan Ayı’na denk gelmişti, meydan işyerime yakın olunca ara sıra mitinglerde bulurdum kendimi.  Onlar bizimle eğlenirken ben de onlarla eğlenmeliydim, nasıl olsa onlar dört yıl biz dört yılda bir kez yaşıyorduk kısıtlı eğlenceyi. Meydanın ortasında otobüsün üstündeki konuşmacıyı dinlerken elimdeki ıslaklığı hissedip dönüp baktığımda Porti’nin de mitinge geldiğini gördüm elimi yalıyor.

İçimden, ‘bu musallat olacak bana’ dedim. Bugünleri görmüş olmalı ki CHP’nin mitingine gelmiş. Fişlenmesi işten değildi.

Özgüveni yerine gelince dilencilere, değnekli yaşlılara, tipi bozuk vicdanı yarımlara en çok da formalılara havlıyor. Belediyenin formalılarından çekmiş olmalı. Yaşadıklarını bilmiyoruz fakat 22 yıl önce ustalıkla başlayan ve 20 yıl önce sokak hayvanları yasasıyla birlikte diğer yasalarla çıraklıkla sona doğru gidiyoruz.

Para, prestij ve statü insanımızı ilkelleştiriyor, barbarlaştırıyor. Sokakta meydanlarda Porti gibi çöplükten gelip son model evler, arabalı zengini meydanda sokakta bir hayvanın başını okşarken gördünüz mü?

Nazi ötede kalırken,  bu sistem ve bu kafa yirmi yıl sonrasının yığınağı çuvaldan çıkan aynı kaseti akıl erdirmeden izlemenin dönüm noktalarıyla özdeş özelliğimiz değilse başka ne olabilir.
Yasa yapılmış işletilmemiş. Kötülükle kendimizi korurken, bir de eklemezler mi? İyilikten maraz doğarmış.

Huzursuz topraklarda yaşarken, dua mı, beddua mı ah mı bilemiyoruz. Şimdilik bilinen ilerde koltuğu kapanların dışında, şimdikinden daha huzursuz günlerin güzelliği bekliyor olmasın…