Başkalarının ülkesinde başkalarının tadını kaçıran cüretli aymaz kendi ülkesine ne kadar huzur verebilir? Bölge bayileriyle iletişim kurmuş iyi iş yapmış şirket ödül olarak Japonya’ya göndermiş. Bu öylesine Türkiye’ye dolan insan artıkları mültecilerden değil, tatili bitince ülkesine dönenlerden.
Anlattıklarına bakın,
-Abi günlerce ekmeksiz karnımı doyurdum, bir gün süpermarkette sürprizle karşılaşınca arkadaşım biraz uzakta, birden,
-Ömeeer Ömer,
Abi süpermarkette birden bir çığlık koptu, hele kızların çığlığını görecektin, içimden ne oldu bunlara derken, Ömer koşa koşa yanıma geldi, Ömer söz almadan,
-Ne oldu oğlum durup dururken bunlara,
-Böyle şeyler yapma, bunlar alışkın değiller sakin insanlar sesleri bile çıkmıyor kaç gündür buradasın hiç mi bir şey anlamadın.
Bizimkinin umurunda değil ekmek bulmuş adam.
Japonya’ya foxlanınca gerçek bir hikaye daha geldi aklıma. Bizimki Japon kızla evli, ev tek kat, bahçeli. Kayınpederinin evinde kalıyor. Bizde dev sanayi politika, yapmıştır. Ev bedava kız bedava damat elindeki kağıt parçasını çöp kovası yerine bizimki için hazırlanmış açık pencereyi görüp keyfini bozmadan dışarı atınca kayınpeder bu hareketine çok kızar ve evden kızıyla kovar. Hikayeyi anlatan arkadaşımın evine sığınır.
Ulu çınarlarımızdan Bekir Şimşek abinin anlattığı da akıldan çıkacak gibi değil. Bizimkiler bir yeri cami yapmışlar yakınına çay ocağı. Sabah namazında toplanan Türkler çay ocağında gün ağarıncaya kadar muhabbetlerini sürdürürken her sabah iki yaşlı Japon dede karşı kaldırımda. Bizimkilerin sohbetleri bitip kalktıktan sonra sokağa atılan izmaritleri topluyorlar.
Japonlar selamı gülümsemeyi eksik etmeyen sessiz sakin saygın insanlar. Ürettikleri araçların motorlarının sesleri bile kısıktır. bilgisayarımın sağ alt köşesindeki saat 01:35’i gösterirken dışarıdaki gürültü şamata çift camlı pencereden süzülüp odamın içinde beynimi yağmalıyor.
Bizde sessizlik başa bela getirir, gülümsemek hele kadınsa, bakış atmak hele hele bir de yan baktıysan. Bu gürültüde bırak bilimi, bilimsel düşünceyi düzgün bir cümle kuramazsın.
İlericilik kendilerine, gericilik dincilere. Bizim solcuların vazgeçemedikleri saptamalarından Japonya’da din yokmuş aslında birbirlerinden farkları yok. Sadece yemliyorlar. Saçlar beyazlaşıp dökülürken suratlar buruşup her şey değişirken sloganlar değişmiyor. Kendileri de Yıllar önce ileri anayasa, şimdilerde yeni anayasa diye yemlenirken insanımız, insanlarımız da birbirini yemlemekten insanlık dışı felaketin sürdürülebilir ve yenilebilir enerjinin simgesi oluşturulmuş tarihe her zaman öncülük edilmiştir.
Onurlu ay yıldızlı kimliğimizi başta yurt dışında temsil etmemiz gerekirken acaba kendi toprağımıza, birbirimize karşı ne kadar temsil ediyoruz.
FACEBOOK YORUMLAR