HANGİSİ DAHA AĞIR BASIYOR?

Geçen akşam Sabah Gazetesi’ni gözden geçirirken Sulukule Faslı manşetlerden birine takılıverdim. Bizim toplumda olacak iş miydi bilinmez.

ATV’nin yeni dizisi Can Borcu, ilk bölümünde toplumun kafasında kocaman soru işareti bırakmış.
İntihar etmek üzere olan kızını kurtarmak için hızla araba kullanan adam bir yayaya çarptı. Bizce yere yıktığı yayayı kurtarmalıymış. Acaba hangi dizi insanımızda küçük de olsa bir soru işareti bırakabiliyor? Öylesine hızla değişen sahneler, baş döndürücü ivmelerle uyuşmuş beyinlerde hangi soru işaretleri.

Bir zamanlar kadın erkek ilişkileri, tutku, özlem, namus, töre ve yasaklar içinde yüzüp boğuşurken, diziler sayesinde günümüz toplumunun bütün katmanlarının üst alta alt üste alttan üste geçtiği, korkuyu, gerilimi, polisiyeyi ve psikolojiyi iç içe geçirilmiş bir coğrafyaya dönüşüverdik.

Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan çeyrek asır sonunda hangi ara bakabildiyse dizilere sert eleştirilerde bulundu. Aralık Ayının hikmeti olmalı. Toplumu bilgilendirip bilinçlendirmenin sorumluluğunu medya organlarına senaristlere, RTÜK’e yüklerken, medya manşet atıyor, “Toparlanın!”

Manşetler bile toplumun nereye gittiğinden habersiz sadece ikiye bölünmüş. Zaman ilerledikçe ters gidiş artan doz, manipülasyonlar büyük bir yer tutarken ruhumuz kamaştırılıyor. Acaba hangi dizilerde asgari ücret ve ücretlilere yer verildi.

Siyaset dizilerden uzak durmalı, dizilerdeki zenginliğe aldanarak kira zam oranı aylar önce yüzde 62.02 olarak öne çıkarken asgari ücret yüzde 30 açıklandı.

Biz dizileri izlerken Pentagon Suriye’deki birliklerini sessizce artıyormuş. Bakan Fidan’ın Kaysun dağında içilen çayın peşinden kayısının sesi Şam’da namaz, nida kızımız dizilerde.  

Sorunlarımızı ve geleceğimizi tartışmalarla toza dumana boğmak mı yoksa bölünmek mi hangisi daha ağır basıyor?