GELECEĞİN ACISI AZINLIK…

Sayıca az olanları ifade eden anlamı, ülkemizde, tersine çoğunluğu gölgede bırakıyor. Amerikalı yönetmen Spielberg’in azınlık raporunu ‘bu sefer ne yazmış’ diyenlerden çok okumayı seven insanların izlediğine eminim.

Bilim kurguya dayanan konusu bugün coğrafyamız gerçeğini yaşıyor.
On beş yıl önce Madeni Eşya Esnaf Odası Başkanı Ali Özkan ziyaretimize gelmiş, sohbetin bir yerinde eşim,

-“İnşallah o gün gelmez ama gidişat bir gün kendi öz vatanımızda azınlığa düşeceğiz.” demişti.
Bu cümleyi yazıp bir kenara astım. Gün gelip çattı.

Mülteciler, göçmenler bir yana, kötülerin ve kötülüklerin iyiliği, iyileri azınlığa düşürmesi.
Şehrimizin saygın kişileri arasında ilk akla gelen isimlerden Ali Özkan. Dost düğününde kardeşim telefonunu uzatıp Ali Özkan’ın fotoğrafını görünce, faltaşı neyse, gözlüksüz,  hararet çekercesine özümsedim haberi. Çok şaşkındım, basına bu haberle düşecek en son kişi.

Bir yanlışlık var,
İçimden geçen,  mutlaka trafikten kaynaklı bir tartışma olmalı,
Öyle de olmuş.
Ali Özkan en zarif en nazik insanlardan biri.

Ne olabilir, toplumun bütün dengeleri bozulunca, kanıksamaktan ileri gidemiyor insan.
İnsanımızdaki ilkellik ve o pis özgüven öyle bir güce erişti ki, iktidarın en becerikli olduğu ticaret ve zam dışındaki becerileri karşısında, insanımız ne hukuk dinliyor ne vicdan, ne de din iman, altın, gümüş diamond, elmas ortada ayran tema.

Anadolu’da suç ve suçlular fink atıyorken, çorap atlet kilot, temizse iyi hal indirimi. Hele bir de takım elbiseliyse.

En iyi çalışan kurum, suç kayıt bölümleri.
Yirmi iki yıllık iktidar, altı yüz kişilik vekil, suçluları ürkütecekken kalabalığıyla insanı ürküten Anayasaya bir madde koyamayan koskoca adamlar. Olanlar, yargıya devlete Cumhuriyete.

Oldu olacak hapishaneler boşaltılsın, dışarıda azınlığa düşmüş üç-beş kişi koruma altına alınsın.
İşleyen süreç bize geleceğin acısını yaşatıyor.