Ocak ayından bu yana yakından takip ettiğimiz, yoğun bakımdayken ziyaretine gittiğim, iyiye gidiyor düzeliyor, gözünü açtı makinaya bağlanmıyor yemek yemeye başladı derken 2 Mart Pazar günü aldığımız haber içimizi yaktı. Dostluğundan ve tanımaktan onur ve gurur duyduğum sanatçımız Edip Akbayram.
Sanatı çıkar uğruna değil, barış kardeşlik dostluk üstüne oldu hep. Gözünü budaktan esirgemeyen görüşleri, duruşu bu gün hangi sanatçı derken akla delir. Başıbozuk düzenin yenilgilerine haykıran, öfkesine teslim olmadan dik duruş ile sergileyen Edip Akbayram’dan başka kaç sanatçı çıkar? Anadolu Rock Türk müziğinin, solun sosyal tabakalarının Entelijansiyanın en önemli sanatçılarından. İleri görüşlü, inandığı çizgiler üzerinde onurunu koruyarak yürüdü.
Bunları biliyorsunuz ya bilinmeyenler. Bir çocukla kaç kişi dostluk arkadaşlık, bağ kurabilir. Çocukları çok sevdi, büyük oğlum,
-Baba edip abi yanaklarımı avuçlarına alıp anlıma öpücüklerini kondurdu. Onun için hep çiçekte tomurcuk tarlada başaktı çocuklar.
Konser öncesi,
-Koray gel oğlum, bize dönerek
- Kısa bir işimiz var siz oturun yemeğinizi yiyin çayınızı için.
Korayı koluna takarak karşıdaki bankaya yürüdüler. Bankanın içinde etrafı süzdükten sonra aradığını görünce ona doğru yürümüş, cebinden çıkardığı iki bileti büyük bir sevecenlikle uzatarak iki gün sonra konserim var eşinizle birlikte bekliyorum.
Konser biletlerini verdiği başı kapalı bayan bankanın temizlik işçisiydi,
Düşünceleriyle demokrasiye inanarak yaşadı. Demokrasiye inanmış, bütün insanlar farklı olursa, çiçek tarlası gibi o zaman demokrasi olur, herkesin görüşüne saygı göstermek gerekir, yoksa demokrasi olmaz derdi.
Konser sonrası evinin altındaki kafede buluşur, bizden erken kalkar oğluma telefon açar,
-Oğlum nerede kaldınız sizi bekliyorum.
Ağız oluşu kahkahalar karnımızın içini acıtırdı. Doyumsuz sohbet zaman geçmesin derken akşam olurdu. Otururken kısa sürede 600 lira dağıttı. Allah çok versin diye dua edenlere gülümseyerek Allah bana versin ben de size vereyim. Abi ne yapıyorsun desem de, girdi yeni yaşadığı anısına.
Akşam olmuş eve çıkmak üzereyken tanımadığı bir kişi,
İhtiyaçlarım var müsaitsen çok sevinirim,
-Gel bakalım. Bir market araba dolusu erzak. Ertesi sabah market çalışanı,
-Abi sen ne yaptın dün akşam erzak aldığın kişi aldıklarını iade edip parayı alıp gitti. Gülümsüyor. Edip abiye,
Abi ben kızıyorum sen gülüyorsun.
-Yok kızmam neden kızayım. Sonra ne oldu biliyor musunuz?
Aynı olayı tekrar yaşadım, istediklerini aldım ama bu sefer fişi cebime koydum.
Genç sanatçıları düşünürdü, çok para kazandıklarını ama paranın hesabını bilmediklerini, kazandıklarını gösterişe harcadıklarına, yaşlılıklarını emekliliklerini düşünmedikleri, zeytin peynir yerim kuru ekmek yer kimseye muhtaç olmam derdi.
Hele vatan sevgisi, ekipteki arkadaşları, Mertol, Yavuz, Yolcu, Mevlüt, Aytun, turnenin ilk gününde başımızın etini yer Edip Abi,
-Şu turne bir bitse de vatanımıza dönelim diye.
Yurtsever direncin pusulası sadece eserleri değil onurlu kişiliği, kalitesi, kibarlığı, asaletiyle eşsiz insan eşsiz ses. Gülümsemeyi, kardeşliği, dostluğu, sevgiyi ve barışı hiç dilinden düşürmedin.
Şimdi Moda’da oturduğumuz kafenin masası boş, her zaman ki gibi gülümseyen fotoğrafın, önünde de anı defterin var.
Yüreklerimizde yaşıyorsun.
FACEBOOK YORUMLAR