Havanın duruluğu yaprağın kıpırdamasını engellerken, yer kürenin katmanları insanımız gibi oldu. Ne durgunluk ne de duruluk dinliyor! 6 Şubat, sabaha karşı yer yarılmış gök çökmüş ortalığı tozu dumana katarak acıların en büyüğünü yaşatmıştı.
Akşam yemeği, televizyonda haberler, reklamların ne zaman bittiğini fark etmeden uzun süre ayrı kalan diziler tekrarsız ekranda.
Yandan şöyle bakıp
-‘Şu saçma dizi gene mi başladı?’ dedim.
Hanımımın kurduğu cümlenin Gogol’dan aşağı kalır yanı yoktu.
-‘Saçma sapan da olsa gene de evimizi neşelendiriyorlar.’
Doğru söylüyordu hangimiz en az bir dizi izlemiyoruz, hele iki haftadır yaşadığımız felaketin ardından, hanımın sözü Gogol’un sanatçıyı tanımlayan, ‘kaygı ortamında bile huzur soluyan varlıktır.’ kavramına çok uymuştu. Depremin yaralarını sarmaya çalışırken başka depremler yerini alıyor.
Çok kavga ediyoruz, bu kadar birbirine bela olan başka bir toplum var mı acaba?
Ya politikacılarımız, toplumdan izole olmuşçasına ülke çıkarları yerine birbirleriyle sözde kavgalarla meşguller.
Deprem sabahı Sn. Erdoğan bütün siyasi liderlere;
-‘Hadi kalkın bakalım hep birlikte deprem bölgesine gidiyoruz siyasetin zamanı değil şimdi birlik olmanın zamanının tam zamanı’ deseydi kim alkışlamazdı. Ansızın Yunanlılar gelmişken bile.
Fransa’da Charlie Hepdo ya da diğer terör olayları karşısında dünya liderleri bir araya gelirken Anadolu’nun bir tarafı çökmüş asrın felaketinde bir araya nasıl gelinmez, bu cennetten ve insanlarından ne isteniyor?
Bir iki muhalif kanal dışında bütün televizyonlar geceyi yardım kampanyasına ayırmış. Değerli sanatçılarımız ekranlarda. İnsanımız bağışta rekor kırıyor, acaba Ali Cengiz nerede derken tam karşımızda, rekor bağışıyla. Eyvah şimdi Ali Cengiz mi oyun oynuyor yoksa Ali Cengiz’e mi oyun, yapsa bir yapmasa iki bela.
Oğullarımın ikisi asker, Isparta’daki komutan ‘haydi evlatlarım bağışta rekor kıralım’ derken, Manisa’daki ‘haydi aslanlarım rekoru biz kıralım’ diyor.
Oğlum; ‘Baba burada disiplin misiplin kalmadı bütün askerler para sandığına koşuyor herkes en az 200 lira atıyor. Biz canımızı paramızı ortaya koyarken dünya da yanımızda’ diyor.
İngiltere de Daniel Bond’un çağrısıyla 29 TV kanalında 100 milyon sterlin toplanırken, kendi içimizde yapılan yardımlar birbiriyle kavga etmeye başladı. Sorun stokumuz istikrar kazanında devinimini sürdürürken arada bir depreme yemekte yakalandıysan çürük değil çelik masanın altına, yatakta yakalandıysan çürük değil, çelik yatağın kenarına projeleri konuşulmanın sırası geçmeden, ülkemiz belediyelerden soyulurken belediye yasaları konuşulmalı.
Noterde insanlarla anlaşma yapılmadan müteahhide gelen ‘Belediyenin dozeri bozulmuş’ telefonu tımar yasası yerine sistemin imar yasası’ konuşulmalı.
İnsan emekliliğine bir yıl kala istifa eder mi? Yaşamı, kişiliği ve karakteriyle toplumda iz bırakmış İmar İşleri Müdürü Vural Yıldırım neden istifa etti?
Zaman olgunlaşmamız için en büyük olgu. Geçtiğimiz yıl enfekte, entübe, maske mesafe ve mutasyonları konuşulurken bugün depremi yaşıyoruz. Tutuklanmalar başladı. 10 TO MİDNİGHT Başkanlarını ve diğer tüm sorumluları soruşturmak akıldan çıkarılmamalı.
Yazacağız, parti ya da başıboş bireyselleşmiş pis egoları için değil, ülkemiz ve ülkemizin demokrasisi için yazıya dökeceğiz.
FACEBOOK YORUMLAR