Televizyona sırtım dönük…
Adam başladı,
harfleri nereye oturtacağımız belli değil, ses mi o da sigaradan tiftiklenmiş olmalı.
-iki keklik bir aya kayada ötüyor,
-ötme de keklik derdim bana yetiyor,
-aman aman anam anam yetiyor,
-annesini karada çalı, aravera gidiyor,
-yazması oyalı kundurası ayağında boyalı
-yar benim aman anam aman,
-yar benim uzun da geceler yor ya yar belimde anam anam aman sar belimde.
Anlaşılmaz bu potpuri önümüzdeki seçime kadar, beş yıl sürecek gibi. Geçmiş seçimler öyle miydi? Beş, on hatta on beş yıl önceki bu tür replikler gazetenin sahibi Ulvi Bey’le dilimizden düşmezdi. Artık bunula idare edeceğiz. Geçmişteki zenginlik fazlasıyla yeterli.
Gene geçmişe gidiveriyor insan. Oğullarım sekiz on yaşlarındayken hafta sonları maça gidiyoruz diye bir süreliğine kayboluyorlar. Şehir içinde büyüdükleri için çevreyi iyi tanıyorlardı. Trabzonspor maçlarını kaçırmıyorlar. Daha çok Trabzonspor Derneğine takılıyorlar. Karadeniz’in takımı iyi de yapmışlar. Eve gelince soruyorum,
-yendiniz mi?
-yenildik.
-nasıl alıyorlar sizi çocuksunuz?
-yok baba çocuğuz diye bizi en öne alıyorlar, yalnız bir adam var çok küfür ediyor.
Çocukların umutla maça gidip umutsuzca dönmeleri canlarına tak etmişti.
-bir daha Trabzonspor’u tutmayacağız şampiyonluk bir tarafa hep yeniliyoruz. Hangi takım şampiyon olursa o takımı tutacağız.
Takımlarını değiştirdikleri yıl Fenerbahçe şampiyon olmuştu, hiç hoşlanmıyor olmama rağmen şampiyonluğu sokağa çıkıp hep beraber kutladık.
Kargaşa şampiyonu coğrafyamız sanki kargaşa hazinesinin üstüne oturmuş. Kurtulmak için çocuk zekasını kullanmak siyasal taraftarların planlamalarından geçiyor.
FACEBOOK YORUMLAR