Fizyoterapist Mert Batuhan Ekiz

Fizyoterapist Mert Batuhan Ekiz

Bir Fizyoterapistin Kaleminden
[email protected]

TÜRKİYE'DE FİZYOTERAPİST OLMAK…

12 Ekim 2024 - 17:12





Bu haftaki yazımda sizlere biraz mesleğimizden bahsetmek istiyorum. Bugüne kadar yazılarımda birçok hastalığın tedavi ve rehabilitasyon süreci hakkında bilgiler vermeye çalıştım. Bu bilgilerden yarar görüp, olumlu dönüşlerde bulunduğunuz için öncelikli olarak teşekkür ederim.

Evet, Türkiye’de fizyoterapist olmak başlığından da anlayacağınız üzere bu haftaki yazımızda bir fizyoterapistin Türkiye’deki durumunu anlatacağım ve sizlerden kendinizi bizim yerimize koymanızı isteyeceğim. Sabah 8’de uyanıp genelde 9’da işbaşı yapıyoruz. Günün programını değerlendirip, iş yerimize gelecek veya bizim evlerine gideceğimiz danışanlarımızın saat bilgilerini ayarladıktan sonra saat 10 gibi ilk danışanımızla çalışmalara başlıyoruz.

Gün içerisinde 7 yaşından 70 yaşına kadar her türlü insanla bire bir iletişim kurup, onların tedavi süreçlerinde yanlarında olmaya çalışıyoruz, evet bizim mesleğimizin gereği bu ve evet asla aşağıda yazdıklarımı yaparken gocunmuyoruz.

3 ay önce felç geçirmiş sağ tarafını kullanamayan Mehmet amcanın tüm vücut ağırlığını üzerimize alıp bir adım atabilsin diye saatlerce uğraşan biziz,

Doğuştan engeli olan bir kardeşimiz, bir ağabeyimiz veya bir ablamızın ilk adımlarını atabilmesi için günlerce, aylarca bazen de yıllarca uğraşan da biziz,

Engelli doğmuş bir bebek ilk adımını attığında ailesiyle mutluluktan ağlayan da biziz, çaresi olmayan bir kas rahatsızlıklarına sahip bir çocuğun vefat edeceğini bile bile belki bir gün çaresi bulunur bu hastalığın diye canla başla savaşırken, seans sonunda içine içine ağlayan da biziz,

Ciddi bir sakatlık geçirmiş bir sporcuyu ekmek teknesi olan spora tekrar hazırlayan, hem fiziksel hem mental olarak onu yarışmalarda boy göstermesi için hazırlayan da biziz, evet hani dünya şampiyonlarımız var ya onların geçirdiği her sakatlıkta tekrar ayağa kalkmasına vesile olan sağlık ekibinin en temel üyelerinden biri de biziz,

Yoğun bakım servislerinde hasta bir nefes fazla alsın diye pulmoner rehabilitasyonun en zorlu görevlerini yapan, yeri geldiğinde hastanın tükürük ve balgamını ağzından çekip alan da biziz,
Vücudunun çeşitli yerlerinde travmaya bağlı eklem hareket kısıtlılığı olan kolunu kaldıramayan, bacağını bükemeyen bir kimsenin bu hareketleri tekrar yapmasını sağlayan da biziz,

Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde engelli bireyleri tuvalete getirip götüren, çocuğun tüm fiziksel gelişimde yanında olan da biziz,

Bazen yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde yaşlı bireylere sporu sevdirerek onların yüzündeki tebessüm de biziz,

Beli, boynu, sırtı tutulan ağrıdan duramayan kişilere bunun için ağrı kesici iğneye gerek yok, biz bunu hallederiz diyen ve kişiyi ağrılarından kurtaran kişiler de biziz,

Ancak,
Dönemimizde gayet iyi puanlar almamıza rağmen komik sayılar nedeniyle atama bekleyen de biziz,
Kendi işimizi yapalım dediğimizde önlerine bir sürü engel konulan da biziz,

Mesleğimizi elimize aldığımız bölümlerin adında yer almasına rağmen fizik tedavi diyemeyen de biziz,

Bir meslek yasası olmayan ve bunun üzerinden sürekli darbe alan da biziz,

Danışanlarımıza nasıl faydalı oluruz diye düşünürken acaba yarın nasıl bir saçmalıkla bizi zorlayacaklar diye düşünmeden geçemeyenler de biziz, Sağlık personeli içinde hastaya, hasta diyemeyen de biziz.

Velhasıl-ı kelam sağlığın her alanında varız, olmalıyız da. Çünkü biz Fizyoterapistiz.
Güvenin bize
Çünkü biz Fizyoterapistiz.






 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum