Bilim dünyası artık büyük bir hızla sağlık üzerine olumlu veya olumsuz etki gösterme potansiyeline sahip gıdaları, bileşenleri ön plana çıkarıp alternatif geliştirme çabası içerisinde.
Günümüzde zeytin yapraklarının bitki çayı ve gıda takviyesi olarak kullanılan ticari ürün formları tüm dünyada oldukça ilgi görüyor. Bu ürünler tamamen kurutulmuş yaprak, toz, ekstrakt, tablet gibi farklı seçeneklerde bulunuyor. Temel biyoaktif bileşeni olan oleuropeinin sağlık üzerine olumlu etkilerinden dolayı zeytin yaprağı, Avrupa İlaç Ajansı (EMA)’nın Tıbbi Bitkisel Ürünler Komitesi (HMPC) tarafından bitkisel ilaç olarak tanımlandı.
Zeytin yaprakları diğer bitkilerle ortak olarak yaygın bulunan fenolik bileşikleri içeriyor. Ancak bunlara ilave olarak sadece Oleaceae familyasına özgü sekoiridoitlere ait fenolik bileşikleri de içeriyor. Birçok doğal üründe olduğu gibi zeytin yaprağı ekstraktının kimyasal kompozisyonu zeytinin yetiştiği bölge, toprağın yapısı, varyete ve kullanılan yönteme bağlı olarak değişir.
Lee-Huang ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada, standardize edilmiş zeytin yaprağı ekstraktı preparatlarının HIV 1 enfeksiyonuna ve replikasyonuna karşı antiviral aktivitesi araştırılmış. Çalışma sonucunda ekstraktların HIV 1 akut enfeksiyonunu inhibe ettiği ve enfekte olmamış hücreler için toksik etki göstermediği saptanmıştır. Yapılan bir başka çalışmada zeytin yaprağı ekstraktının C. albicans (PTCC 5027) üzerindeki etkisini araştırılıyor ve zeytin yaprağı ekstraktının antifungal aktiviteye sahip olduğunu ve ağızda pamukçuk gibi Candida kaynaklı enfeksiyonların önlenmesi ve tedavisi için uygun olabileceği sonucuna ulaşılıyor. Zeytin yaprağı aynı zamanda antimikrobiyal etkilidir. Birçok araştırıcı tarafından antimikrobiyal aktivite gösteren bileşikler hidroksitirosol, oleuropein, 4-hidroksibenzoik asit, vanilik asit ve p-kumarik asit olarak bildirilmiştir. Nitekim hidroksitirosol‟ün solunum ve bağırsak enfeksiyonlarına neden olan gram pozitif ve gram negatif bakterilere karşı etkili olduğu; zeytin yaprağı ekstraktında bulunan fenolik bileşiklerin Esherichia coli, Staphylococcus aureus, Klebsiella pneumonia, Bacillus cereus, Salmonella typhi ve Vibrio parahaemolyticu gibi birçok mikroorganizmaya karşı antimikrobiyal etki gösterdiği yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur.
Gıda takviyesi olarak ticari zeytin yaprağı ekstraktının kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte taze zeytin yaprakları günümüzde çay olarak da tüketimi arttı.
Pandemi döneminde covid19 a karşı zeytin yaprağı çayının oldukça fazla tüketimi ve bu yönde aldığım sorulara yönelik özetle söyleyeceğim; henüz koronayı önlediğine dair covid-19 a karşı etkisini araştıran bilimsel bir çalışma yok. Ancak genel sağlık durumunuzu geliştirmek ve antioksidan etkisinden yararlanmak isterseniz tüketebilirsiniz. Zeytin yapraklarının sağlık üzerine sayısız olumlu etkilerinin nedeni olan oleuropeinden daha fazla yararlanabilmek için zeytin yaprakları hasat edildikten sonra kurutularak nem miktarı azaltılmalıdır. Bu işlem aynı zamanda mikrobiyolojik fermentasyon ve sonrasında oluşabilecek degredasyonu da önleyecektir.
Ayrıca bitki çayı olarak tüketimi için ilaçlama yapılmayan bahçelerdeki zeytin ağaçlarından toplanan yaprakların kullanılması daha uygun olacaktır.
FACEBOOK YORUMLAR