Kurubaklagil Tüketmeniz İçin 3 Neden

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre Hindistan, dünya çapında baklagillerin en büyük üreticisi ve tüketicisi. Ülkemizde ise hem üretim hem de tüketim gittikçe azalıyor. Kuru fasulye, mercimek, nohut, iç bakla, kuru barbunya Türk mutfağında sık kullanılan baklagiller arasında yer alıyor. 

Baklagiller yüksek protein ve lif içerikleri, glutensiz olmaları, düşük glisemik indeksi ve antioksidan içeriklerinden kaynaklı beslenme planında mutlaka yerini almalı. Bitkisel protein, çözünür diyet lifi, kalsiyum, demir, çinko, magnezyum gibi mineraller, B1, B2, niasin, folik asit ve E vitamininden zengin oluşu sağlıklı beslenme adına baklagilleri ön plana çıkarıyor. 100 gramında yaklaşık 20-25 gr protein, yaklaşık 5 gram posa içerir.

Baklagiller, esansiyel bir aminoasit olan metiyoninden düşüktür, bu nedenle tahıllarla birlikte pişirilmesi protein kalitesini arttırır bu durum özellikle vejetaryenler için önemlidir. Benzer şekilde, pişirilirken içine az miktarda et ilave edilmesi protein kalitesini yükseltir. Türk mutfağının klasiklerinden olan etli kuru fasulyenin yanında pilav tüketilmesi baklagil-tahıl kombinasyonu açısından oldukça dengeli ve faydalıdır.

Kurubaklagil yemekleri, C vitamini kaynakları ile birlikte tüketildiklerinde de demirin vücuttaki kullanımı artar. Kurubaklagil yanında bol limonlu bir salata tüketmek yeterli C vitamini alımınızı ve demir emilimini artırmanızı sağlayacaktır. Kuru baklagiller, bitkisel proteinin yanı sıra karbonhidrat ve posa da  içerir. Besleyici değeriyle sağlığı olumlu etkileyen 3 yönünden bahsedeceğim sizlere.

1)Diyabet riskini azaltır.
Kuru baklagiller düşük glisemik yanıt verirler. Kurubaklagil yemeği yediğinizde içerisindeki lifler kan şekerinin hızla yükselmesini önler, bağırsaklardan da karbonhidratların geçişini yavaşlatarak kana hızla geçmesini önleyerek pankreası yormadan insülin salgılanmasını da dengede tutar, böylece diyabeti önlemeye yardımcı olur.

2) Kolesterol düşürücü etki gösterir.

Düzenli olarak kurubaklagil tüketimi,  kötü kolesterol olarak bilinen LDL ve trigliserit seviyelerini düşürücü,  iyi kolesterol olarak bilinen HDL kolesterol seviyelerini yükseltici etki gösterir.

3) Yaşlanmayı yavaşlatır.

Kuru baklagiller izoflavon içerir ve vücudunuzda sağlığını yitirmiş hücrelerinizin de büyümesini durdurur, yaşlanmayı önler.

Kurubaklagil tüketen pek çok kişi karın ağrısı, hazımsızlık, gaz veya şişkinlik problemi yaşayabiliyor. Kuru baklagilleri, 8 saat kadar suda beklettikten sonra pişirmek, hem pişirme süresini kısaltıyor hem de gaz oluşumunu önlüyor.  Kimyon kullanarak da gaz yapıcı etkisini azaltabilirsiniz. Ana yemek, çorba, salata, meze gibi çeşitlendirerek haftada 2-3 kez kurubaklagil tüketimi konusunda özen göstermenizi tavsiye ederim.