Bir Ramazan Klasiği Güllaç

Yıllardır yazılarımda ramazan ayında uzun süreli açlığın vücudumuza etkilerinden, iftar ve sahurda sağlıklı beslenmenin nasıl olması gerektiğinden uzun uzun bahsetmiştim sizlere.

Artık bu konulara hakim olduğunuzu düşünerek bu kez, ramazanla birlikte artan tatlı tüketiminden ve ramazan tatlısı olarak da bilinen güllaçtan bahsedeceğim sizlere.. Elbette, doğru porsiyon, doğru sıklık ve miktarda her besin tüketilebilir. İftar sonrası yiyeceğiniz tatlının, sindirimi kolay ve kan şekerini dengede tutan hafif bir tatlı olması en sağlıklı tercih olacaktır.

Şekerli tatlıları da tüketebilirsiniz ancak tüketilen besinin yanında kaloriyi ve kan şekerini dengeleyecek şeyler tüketmeye özen göstermelisiniz. Bir dilim baklava yiyorsanız yanında bir bardak ayran içmelisiniz. Özellikle süt ve yoğurt gibi proteinden zengin besinlerin kan şekerinin ani yükselmesini önleme ve dengeleme etkisi gösteriyor.

Güllaçlar diğer şerbetli tatlılara göre yağ ve şeker oranı düşük olduğu için tercih edilebilirliği yüksektir.  Klasik 1 porsiyon güllaç 250 kalori iken, servis sırasında bol fıstık veya ceviz kullanımı elbette kalori miktarını artıracaktır.

Geleneksel lezzetleri farklı formlara dönüştürmeyi sevenlerdenseniz, soğuk baklava tadında olan kakaolu güllaç yapmayı deneyebilirsiniz. Geleneksel lezzetlerden olan güllaç, ilk olarak bundan yaklaşık 600 yıl önce Osmanlı zamanında yaşayan insanların mısır nişastasını saklama çabasıyla ortaya çıkmıştır.

Saraylıların Kastamonu gezisi sırasında elinde kalan son nişasta yufkalarını sütle ıslatıp misafirlere ikram eden Ali Usta, güllacın büyülü güzelliği sayesinde kendini bir anda sarayın mutfağında buluvermiş, hatta sarayın tatlıcı başı olmuştur.  Zamanla herkes tarafından sevilen tatlının içine gül suyu da katılmaya başlanmış ve ‘güllü aş’ ismi verilen tatlı böylece ortaya çıkmıştır. Güllü aş’ bir süre sonra da güllaç olarak anılmaya başlandı. 

Porsiyon ölçülerine dikkat ederek, gün içinde değişimler yaparak ve daha aktif bir hayat sürerek kilo kontrolü sağlamak mümkün. Hayatta dengeyi ön planda tuttuğunuz sürece yasak diye bir şeyin olmadığını hatırlatmak isterim.

Şeker içeren tatlılar, verdikleri haz sayesinde o tada bir bağımlılık oluşturabilirler. Tatlı yemek istediğinizde öncelikle kahve yanında kuru meyve yemeyi ya da elma, armut,ayva gibi meyvelere tarçın serperek yemeyi deneyerek tatlı ihtiyacınızı baskılayabilirsiniz.

Bir tatlı ya da yiyeceği hızla tükettiğinizde yeterince lezzetinin farkına varamayacağız için daha fazla miktarda o tatlıdan ya da besinden tüketirsiniz. Tatlıyı yavaşça ve farkında olarak tükettiğinizde ise tüketeceğiniz miktar azalır. Haftada iki kez sütlü tatlı tüketebilirsiniz.

Paylaşmanın ve hoşgörünün ön planda olduğu, sevdiklerinizle geçireceğiniz sağlıklı bir ramazan ayı diliyorum.