1991’den beri Dünya Diyabet Federasyonu 14 Kasım’ı “Dünya Diyabet Günü” olarak değerlendiriyor ve bu günde farkındalık yaratarak hastalığın tanı ve tedavisine dikkat çekiyor. Şeker hastalığı olarak bilinen diyabet, pankreasın yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insulin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır.
Şeker hastalığı belirtileri arasında sık idrara çıkma, aşırı susama, ani kilo kaybı, yorgunluk ve bulanık görme yer alır. Bir kişinin diyabetli olup olmadığı Açlık Kan Şekeri (AKŞ) ölçümü veya Oral Glikoz Tolerans Testi (OGTT) yapılarak saptanır. AKŞ ölçümü 100-125 mg/dl olması gizli şeker (pre-diyabet) sinyalidir.
AKŞ ölçüm sonucunun 126 mg/dl veya daha fazla olması diyabetin varlığını gösterir. Eğer doktorun ilaç planlaması ve diyetisyen tarafından oluşturulmuş beslenme planına uyum sağlanmazsa kan şekerinde denge sağlanamaz. Bu durumda göz, böbrek, sinir sistemi ve kalp-damar sistemi başta olmak üzere tüm organlarda hasara neden olabilen ciddi komplikasyonların gelişimi kaçınılamaz.
Gelecekte diyabet tamamen tedavi edilebilecek mi?
Cell dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmada, Tip 1 diyabet hastası 25 yaşındaki bir kadın, kendi hücrelerinden oluşturulan bir kök hücre nakli alan dünyadaki ilk kişi oldu. Üç aydan kısa bir süre sonra kendi insülinini üretmeye başladığı belirtiliyor. Tip 1 diyabetli kişilerde bağışıklık sistemi tarafından yok edilen hücrelerin yerini alabilmesi çalışılıyor. Bu tedavinin rutinde uygulanabilmesi için çok daha fazla geniş çalışmalara ihtiyaç olduğunu belirtmek istiyorum.
Diyabet riskini azaltmanın yolları:
- Çok uzun saatler aç kalmayın ve 3 ana öğünü atlamayın. Aralıklı oruç beslenme planının diyabetli bireylerde hipoglisemi riskine yol açabileceğini açıkça belirtmeliyim. Diyabetli bir bireyin öğün atlaması hipoglisemi riskine yol açar. Sağlıklı bir yetişkinde olsanız kan şekeri regülasyonunuz için ana ve ara öğün düzeninize dikkat etmenizde fayda var.
- Meyvelerin suyu yerine kendisini tüketmeye özen gösterin çünkü meyveler aynı zamanda lif içerirler ve bu sayede kan şekerini daha yavaş yükseltirler. Meyve tüketirken porsiyon ölçülerine de dikkat edin, meyve karbonhidrat içeren bir besin olduğu için fazla tüketmek kan şekerinizi kontrol altına almanızı zorlaştırabilir.
- Beyaz ekmek yerine tam buğday, tam çavdar ekmeği, pirinç yerine bulgur tüketmeye çalışın.
- Haftada 2 gün kurubaklagil tüketmeye özen gösterin.
- Posa karbonhidrat emilimini yavaşlatarak kan şekerinin hızla yükselmesini engeller. Bu sebeple her öğün sebze yemeği veya salata tüketin.
- Egzersiz, diyabetin yönetilmesi için en önemli araçlardan biri. Öyle ki kaslarınızı kullanmak glikoz metabolizmasına yardımcı oluyor ve insülinin çalışma şeklini iyileştirebiliyor. WHO’nun (Dünya Sağlık Örgütü) haftada en az 150 dakika orta düzeyde aerobik egzersiz yapma yönünde fiziksel aktivite öneriyor. Düzenli fiziksel aktivite, yeterli ve dengeli beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmek tüm hastalıkların oluşumunu önlemeye yardımcı olacağını unutmayın.
FACEBOOK YORUMLAR