Gündem; zamlar, hayat pahalılığı ve işsizlik. Her gün tepkiler sokağa taşıyor. İşçiler ayakta. Hem de sendikasız işçiler.
Bunlar olurken zamları ve hayat pahalılığını, işsizliği sanki yalnızca AKP iktidarı döneminde yaşıyormuşuz gibi yanlış bir algı oluşuyor. Evet, geçmişte de sömürü vardı ancak bugün katlanarak devam ediyor. Her gün yeni zamlarla karşılaşırken alım gücümüz düşüyor, yoksullaşmamız hızlanıyor. Yoksuldan alıp zengine veren politikalar devam ediyor.
Gıdadan benzin ve mazota, elektrikten doğalgaza, gübreden ulaşıma yapılan zamlara dayanma olanağı kalmadı. İşçi ve emekçilerin maaş ve ücretlerine yapılan sözde “büyük zam” pul oldu. Zamların geri alınmasını, ücretlerin insanca yaşanabilir seviyeye çıkarılmasını talep etmek en doğal bir haktır.
Bugün yaşadığımız yoksullaşma ne ilk ne de son. İşsizliğin, yoksulluğun nedeni uygulamadaki sistem. Kapitalizm, sömürü sistemidir. Bu nedenle yoksulluğu, açlığı, işsizliği; üretici köylülerin ürünlerinin karşılığının alınabilmesi için hak talebinin dillendirilmesi yanında kapitalizme karşı mücadeleyi göz ardı etmemek zorundayız. Kapitalist sistemde iktidarda hangi parti olursa olsun yoksullaştırma ve sömürü devam eder. Kapitalizmi savunan partilerin iktidarlarında yoksullaşmanın ve sömürünün derecesinde farklılıklar olabilir. Sömürü devam eder.
Dünle bugünü karşılaştırmaya gerek yok. Bugün cehennem. Daha fazla işsizlik, daha fazla yoksulluk var. Çünkü özelleştirme uygulamaları AKP iktidarı döneminde tavan yaptı. Artık kamu üretmiyor. Elektrikten gübreye, gıdadan ilaca kadar her şey yerli ve yabancı sermaye gruplarının eline geçti. İşte bugün yaşanan aşırı zamların nedeni budur. Kapitalist sömürü daha da vahşileşti.
Ekonomik ve siyasi kriz, enflasyon, işsizlik, yoksullaşma, süreklileşen zamlar kapitalizmin varlık nedenidir. İşçi ve emekçiler olarak yapmamız gereken, zamlara, yoksullaştırma karşı mücadele ederken kapitalizme karşı da mücadelemizi yükseltmektir.
FACEBOOK YORUMLAR