Aynı noktaya vuran su, mermeri de delebiliyor. Tonlarca suyu geniş bir alana dökerseniz bir etkisi olmuyor. Yalnızca dökülen yer ıslanmış olur.
Yaşamın her alanında da böyle değil mi, ortak iradeyle ortak hareket etmek ve aynı rüzgarı estirmek etkili olmayı sağlar. Rüzgar dört taraftan geldiğinde kendi etrafında döner durursun. Çok hareket edilir ancak bir işe yaramaz.
Şimdi bu genellemeden somuta gelelim. Fındık politikaları nedense ağırlıklı olarak fiyata indirgeniyor. Oysa fiyat sonuçtur. Fındık politikasının nasıl olacağı konusunda tartışmalar çok cılız kalıyor. Varsa da yoksa da fındık fiyatı ne kadar olmalı, arayış bu.
Bir arayış var da sonuç farklı. Dedim ya su küçük damla olarak da olsa sürekli aynı yere vurduğunda etkili oluyor. Delinmez sanılan mermer de deliniyor. Fındık fiyatı dillendirenlerden iktidar yanlılarını bir kenara bırakalım. İktidar yanlılarının hesabı ve algı operasyonu biliniyor. Asıl olan muhalefettekilerin ve üretici örgütlerinin tavrı. Onlar da ayrı havada…
Bakalım hangi örgüt ne diyor? CHP 4 dolar; İyi Parti 74 TL, Emek Partisi 80TL; Sol Parti 70 TL; Saadet Partisi 65,6TL, Çiftçi Sen 85 TL; Tüm Köy Sen 80 TL; Ziraat Odaları 50TL’den aşağı olmamalı; 60 TL diyen de var. (Başka parti ve kuruluşlardan haberim yok. Bu da benim eksikliğim.) Bu kadar farklı fiyat taleplerinin ne anlamı var? Bu farklı söylemler iktidarın işine yaramaz mı? Fiyat belirlemenin bir yolu var, ortak olarak bu yöntem tartışılsa ortak akıl da oluşur. Her kurum ve kuruluş kendince hesap yapıp taleplerini dillendiriyor.
Bunun nedeni seçim sürecine girmek mi bilmiyorum. Her kurum kendince üretici köylünün çıkarına göre fiyat talep ediyor.
Her kurum ve kuruluşun kendine göre bir önerisi olmalı ancak bunları tartışmak da gerekir. Orta yolda anlaşarak küçük su damlası gibi aynı fiyatı dillendirip aynı yere aynı hızla vurmak gerekmiyor mu?
Zaman geçmiş değil. Ortak toplantıyla ortak aklı yakalamak ve fiyatın açıklanması yanında alım sınırının kaldırılması için baskı oluşturmak gerekiyor. Geç kalınmamalı.
FACEBOOK YORUMLAR