Siyasi süreç hızlandı. Gündem hareketli. Seçim yasasının değiştirilmek istenmesi de gündemin önüne geçti. Bu değişikliğin gereği, halkın beklentisi, halkın siyasette belirleyici olmasına yönelik değil; aksine iktidarın halkın iradesine engel oluşturması öne çıkıyor. Bu ayrı bir tartışma konusu. Ben eskilerin makyajla yeniymiş gibi pazarlanmasına değineceğim.
Türkiye’de siyaset, 12 Eylül darbesi öncesi-sonrası biçiminde de ele alınabiliyor. 12 Eylül öncesine değinmeye gerek yok. Bu köşeyi aşar. 12 Eylül sonrasına kısaca bakalım. Seçime ANAP, HP, MDP adlarıyla üç parti girdi.
Bugün var olan partileri incelediğimizde bu üç partinin devamı olduklarını görürüz. Seçimi Özal’ın ANAP’ı kazandı. O dönem başlayan ve hükümet olan partileri gözden geçirdiğimizde aynı kişileri ve anlayışları görürüz.
Hükümetler değişti, partilerin adı değişti ancak kişiler ve anlayışlar hep kalıcı oldu. 12 Eylül sonrası kurulan hükümetlere ve kadrolara bakalım: ANAP, DYP-SHP, DYP-RP, DSP-ANAP-MHP gibi partilerle hükümetler kuruldu. Bu hükümetlerde yer alan kadrolar zaman zaman birbirlerine rakip de olsalar kökenleri aynı.
2002 yılına geldiğimizde DSP-ANAP-MHP hükümeti döneminde yaşanan ekonomik, siyasi kriz nedeniyle “gitsinler” sesi yükselmişti. “Bunlar gitsin de kimler gelirse gelsin” dendi ve adı yeni, kadroları eski olan AKP, hükümet oldu.
Şimdi yeniden “Bunlar gitsin de kimler gelirse gelsin” anlayışı oluşturuluyor. Giden gidecek de yerine kimler gelecek? Ya da kimler gelmeli? Bu konuda yeni kurtarıcılar pazarlanıyor. Bakıyoruz yeni kurtarıcılara, hepsi ülkenin bugün yaşadığı ekonomik, siyasi krizin sorumluları.
Yine partilerin adı değişmiş, kadrolar aynı. İyi Parti, DEVA, Gelecek P, Saadet P, DP, (CHP’yi SHP ve DSP ile özdeşleştirebiliriz) Geçmişte iktidarda olanlar bugün “kurtarıcı” olarak ortaya çıkarılıyor. AKP’yi tartışmaya gerek yok. Bugün yaşanan ekonomik ve siyasi sıkıntıların kaynağı onlar. Artık süresini doldurdu da geçiyor.
AKP öncesinin ve AKP döneminin sorumluları el ele vermişler kendilerini yeni kurtarıcı ilan ediyorlar. Kimileri hatalarını anlamış, yeniden bu hataları yapmayacaklarmış. Yeniden yetki istiyorlar. Artık yeni ekonomik model, siyaset ve anlayış gerekli. Bunun için de eskilerin “yenilenmiş biçimleri” gereksiz. Yeni kurtarıcılar, makyajla kendini yenileyenler olamaz. Makyajlar yağmurda akar. Yeni anlayış, yeni yüzler var, dikkati bu yöne vermenin zamanı.
FACEBOOK YORUMLAR