ASGARİ YETMEZ EK ZAM

Aralık ayında asgari ücret için komisyon toplantıları başlayacak. Bütçe görüşmeleri de TBMM komisyonlarında tartışmalı biçimde devam ediyor. Ancak zam, enflasyon ve TL’nin değer kaybetmesi öne geçti.
           
Kamu emekçilerinin 2022 maaş artışları belli. Eklenecek olan enflasyon farkı. Yaklaşık bir buçuk yıl önce belirlenen bu artış (Yoksulluk sözleşmesi) sonrası her şey alt üst oldu. Bırakın verileni 2022 yılı için verilecekler de çok fazlasıyla eridi gitti.

Yani kamu emekçisine 2022 yılında yapılacak artış yok oldu. Bunu fındık üreticilerinin yaşadıklarıyla örnekleyeyim: Geçen yıl serbest piyasada üretici yeterli olmasa da 23-26 TL dolayında satabildi. Bu yıl da 23 TL dolayında satabiliyor. Geçen yıl ile bu yılı karşılaştırdığımızda durum ortaya çıkıyor. Bu yıl üreticiler daha fazla yoksullaştı, mağdur oldu. Kamu emekçilerin durumu da böyle. TL’nin değer kaybetmesi, her gün tüketim mallarına yapılan zamlar kamu emekçilerinin yoksullaşmasına neden oluyor.
           
Bu durumda asgari ücretin ne kadar artırılacağı yüzdelik hesapla mı yoksa şu anki ve gelecekte yaşanan ekonomik duruma göre mi yapılacak? Sendikalar yalnızca masa görüşmeleriyle yetinirse sonuç belli.
           
Bu gerçekler ışığında asgari ücretin ne kadar olacağının tartışılmasının yeterli olmadığı ortada. O zaman EK ZAM talebi de gündem yapılmalı. Bu talep yalnızca kamu emekçileri için değil, toplu sözleşme yapan işçiler için de geçerli. Çünkü yetersiz olan toplu sözleşme ile bağıtlanan ücretler fazlasıyla eridi.
           
Seyirci kalındığında her yıl olduğu gibi işçiler ve emekçiler zararlı çıkacak. Ne yapmalı o zaman? Talepler için sesler çıkmalı. Hem de ortak ve dayanışma içinde. Sokak basın açıklamaları, işyerlerinde basın açıklamaları, uyarı eylemleri, mitingler, yürüyüşler olmadan kazanım elde edilemez. Ülke genelinde talepleri dillendiren etkinlikler başladı. Büyütülürse mağduriyet sona erer. Sonuç olarak masadan çıkacak sonucu bekleyerek hak elde edilmediğini pratikte yaşadık. Geçmişin deneyimiyle kazanım elde edilebilir. Başta sendikalar olmak üzere tüm emek ve demokrasi güçleri görevlerinin bilincinde olmalılar; olacakları inancındayım.