“Sizin hiç babanız öldü mü?” ya da “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” diye sormayacağım. Hatta “Kıymetlinizi görmediğinizde unutur musunuz?” diye hiç sormayacağım. Size sorum sınır ötesi. Soruyorum, “Siz Afganistan’da ve İran’da kadınların idamı, işkenceyi göze alarak hakları için sokağa çıktığından haberiniz var mı?” Bu, gazetelerin magazin sayfalarında yer almadı, öncelikle belirteyim.
İran’da kadınlar başörtülerini atarak eylem yaptı. Afganistan’da ise daha da ilerden “İş ekmek özgürlük” sloganı atarak caddelerde yürüdüler. Bu iki ülkede de kadınların söz söyleme haklarını bir kenara bırak, insan olarak haklarını kullanamıyorlar. Sistem (erkek egemen) kadınları köle gözüyle görüyor. Böyle olunca köleliğe karşı söz söylemek, eylem yapmak herkesin göze alabileceği bir durum değil. Çünkü atılan adımın sonucunda idam da var. Taşlanır mısınız, urganla mı idam edilirsiniz belli değil. İki ülkedeki kadınlarının mücadelesi karşısında saygı göstermek bir görev diye düşünüyorum. Kelleyi koltuk altına almak kolay değil. (Bu arada Türkiye’de ve başka yerlerdeki kadın hareketlerini küçümsediğim anlaşılmasın. Aradaki farkı herkes kabul eder.)
Bir erkek olarak kadın mücadelesi üzerine yazmak da belki hakkımız değil. (Böyle görenler de olabilir) Ancak mücadeleye saygı gereği yazmanın da bir borç olduğuna inanıyorum. Örnek alınacak bir mücadele ve deneyim. Nasıl ki, işçi, gençlik, köylü, kamu emekçileri mücadeleleri bir deneyim oluşturuyorsa kadın hareketleri de önemli deneyim örnekleridir. Özellikle Afganistan ve İran kadınlarının mücadelesinden Afganistan ve İran yönetimine özenen kadınlarımız örnek almalı, süreci iyi takip etmelidir.
Türkiye’de başörtü hakkı için mücadele edildi ve bugün bu hakkı elde ettiler. Bu konuda hak mücadelesi verirlerken, “Herkes istediği gibi giyinebilmeli, inançlara saygı gösterilmeli.” diyenler, bugün Afganistan ve İran kadınlarına destek olmak zorundalar. Yani Türkiye’de kapanmak için mücadele edenler, Afganistan’da ve İran’da başlarını açmak ve sosyal yaşamda yer alabilmek için mücadele eden kadınları desteklemeleri gerekir. Desteklemiyorlarsa, ikiyüzlülük yaptıkları ortaya çıkmış olur.
Sonuçlandırmak gerekirse, Taliban yönetimi sürecinde Afganistan’dan kaçanlar oldu (ölüm korkusu her şeyi yaptırır.) ama kaçmayıp mücadele edenler de oldukça çok. Namlunun ucunda mücadele etmek kolay değil. Hak mücadelesi kolay değil, sonunda ölüm de var. Afganistan ve İran’daki kadınlar köle gibi, insan onuru ayaklar altında olacak biçimde yaşamaktansa onurlu biçimde mücadele ederek ölmeyi yeğleriz, diyorlar.
Saygıyla önlerinde eğilmek gerekmez mi? Afganlı ve İranlı kadınları görmeyen, duymayanlara…
FACEBOOK YORUMLAR