YENİDEN MUSTAFA DAYI
Gazetemizin geçen haftaki sayısında Mustafa Dayı’nın yaşadığı somut hikayesi sosyal medya platformunda yayınlanınca, sanki sosyal destek sağlarcasına başta Aynur Zeren Tan ve diğer okurların beğenileri beynimin ödül kısmındaki nörona etkisi fazlasıyla işe yaramıştı.
Nesnel medyada alengirli süslü püslü anlatımlardan uzak nesnel verilerle konu ve sorunların önemini sade yalın bir dille yansıtırken okurdan çok yönetiyoruz diye koltuklarda oturanlar,
Kaygıyı,
Kuşkuyu,
Korkuyu,
Şaşkınlığı, gidermek ve yazının uyarı görevinin yararına odaklanırken toplumun beklentisi, yöntemin, yönetilenlerce karıştırılmaması.
Hafta ortası, gene Mustafa Dayı, elleri evrak dolu
-Hayrola,
-Hiç sorma, bahçeye kivi meyveleri diktim, kivi çok su istiyormuş, su deposu yapayım dedim şikayet etmişler bir de ceza kesmişler.
Her çözümün siyaset ve siyasetçilerden geçtiğini çözmüş olsa da Mustafa Dayı, kariyer zorluğunda iç içe geçmiş siyaset ve siyasetçilerimiz dönem ve drama filmini maceraya dönüştürerek, halkı dolandıranları izleyip paralar suyunu çektikten sonra harekete geçen, kumar oynatanları değil de kumar oynayanların peşine düşen, salıverilen suçlulara karşı harekete geçen sosyal medya kimini inlerine gönderen kimini inlerinden çıkaran karmaşıklık geçmiş anılarımızda yer tutacakken az daha kendimi unutuyordum.
Hanımın telefonu çalar.
-Al bak şuna,
-Bana neden uzatıyorsun, sen konuş, ne istiyorlar bende ne altın ne kara elmas
var.
--Ben arayan numarayı araştırdım bi üçkağıt yok.
-Ne zaman baktın,
-On gündür seni arıyorlar,
Karşıdaki başladı konuşmalar kayıt altında kalite lüküs standart Türk. Aslında siyasetçiler çağrı merkezinde çalışanların kalitesinin farkını görmezden geliyorlar. Palavra diksiyon tuluat gırla.
İnternetimin hızı düşükmüş yüzde yüz artıralım. Onaylıyor musunuz? Evet dedik neye evet dediğim belirsiz. Ne standart ne kalite ne de hız kaldı, birkaç gün süren sorun yazımın sonunda sözcükleri yerine oturturken geldiler.
Mustafa Dayı da çözmüştü mahkeme, cezalar son cümlesi,
-Verdik kırkıyı atlattık korkuyu.