BÜYÜK ADAMLAR
Oğlumla sohbet ediyoruz.
Toplum tarafından saygı duyulan, değer verilen, saygın ve prestijli kişilerden bahsederek söyleşimizi sürdürüyoruz, aniden sohbeti kesip,
-Bırakalım şu konuşmayı, ‘bize büyük adam değil, adam lazım baba’.
Yaman mı yaman bu sözcüklerin zenginliği akıldan çıkacak gibi değil. Televizyonun karşısına geçtiğimde, ya da ulusal yazılı basında göz gezdirirken gördüğüm adamlar gözüme nedense hep büyük görünüyor.
Hele yerel basın, elime aldığımda bütün beklentilerimi, şaşkınlığımı kuşku ve kaygılarımı giderivermişti. Manşetinden iç sayfalarını gözden geçirdikten sonra buruşturup atıyorum.
Hepsi bildik tanıdık, gördüğüm adamlar. Benden, sokaktaki temizlik işçisinden boyuyla posuyla pos bıyığıyla hiç mi hiç farklı değil. Memleketi yönettiklerini sanan, haberlerin ebesine kadar kurcalayan ve ne halt ettiklerini bilmek için zahmete giremeyen üst düzey magazinsel palavracı egemenler. Oğlumun sözcükleri geliyor aklıma.
Umutlarımızı dışarıya bağlayan bu adamlar ne zaman adam olacaklar?
Ekonomisinden siyasetine, yönetiminden yönetilene, göçerinden göçmenine, düzenlisinden düzensizine yatırımından batımına yaşadığımız coğrafya öteden beri hep aynı hikayeleri barındırır.
Bitmiş hikayelerden biri daha yeniden hayat buldu.
Hayat Holding’e ait Hayat Kimya yatırımlarına devam ediyor. Salgından önce geldiler yer gösteremedik, bir şey yapamadık diyen büyük adamlara yeniden fırsat doğdu.
Şimdilik magazinsel olsa da, gerçek işgal ettikleri manşetlerin arasından yansıyacak.