TMAO VE SAĞLIK
Hayvansal bir besin yediğimizde bağırsak bakterilerimiz hemen bunları sindirmek için çalışmaya başlıyor. Sindirim sonucunda oluşan ürünler, vücutta “Trimetilamin-N-Oksite” yani kısaca “TMAO” dediğimiz metabolik bir yan ürüne dönüştürülüyor.
Bu bileşikleri, vücudunuzu paslandıran yan ürünler olarak düşünebilirsiniz. Yapılan çalışmalar yaşla birlikte TMAO düzeylerinin arttığını gösteriyor.
Aslında hepimiz vücudumuzda TMAO’lar üretiyoruz. Fakat hayvansal besinleri fazla tükettiğimizde bu bileşiğin vücudumuzda arttığını bilmeliyiz. Ne kadar çok kırmızı et tüketirsek, bu bileşiği üreten bakterileri o kadar besliyoruz; sonuçta, kalp damar sağlığını ve yaşlanma sürecini etkilemiş oluyoruz.
Yapılan çalışmada her gün kırmızı et yemek kandaki TMAO seviyelerini üçe katladığı ve inme riskini artırdığı görülüyor.
Tüm bu bulgular, bizlere kırmızı etin sınırlandırılmasını ve buna göre beslenme listeleri oluşturulmasının gerekliliğini gösteriyor. Yağlı et tüketiminizi azaltmalısınız. Yağsız kırmızı ette kolesterol ve doymuş yağ oranı düşük olsa da, TMAO oluşumu göz ardı edilmemeli. TMAO, damarlarda yağ birikimine ve dolayısıyla kalp hastalıklarına neden olabiliyor.
Kırmızı et tüketimine alternatif olarak balık veya tavuğu tercih edebilirsiniz. Hayvansal kaynaklı doymuş yağlar yerine, zeytinyağını beslenmenizin vazgeçilmezi haline getirebilirsiniz.
Ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlara günlük diyetinizde mutlaka yer alsın. Bu besinler içerdikleri sağlıklı yağ asitleriyle hem tokluk hissetmenize yardımcı olur hem de kalp koruyucu etki gösterir.
Sağlık dolu günlere....