ÜÇPINARLILAR DA BERAAT ETTİ
Fatsa’da siyanürle altın ayrıştırması için ilk adımlar atıldığında her türlü etkinlik ve eylemler yapıldı. İlk günden bu güne içinde olduğum için köydeki amcaları, teyzeleri, yaşıtlarımı, gençleri yakından tanıdım. Ruhsal durumlarını; sevinçlerine, üzüntülerine yakından tanık oldum. Kendileriyle yaptığım röportajlarım gazetelerde yayımlandı. Fatsa’da toprağına sahip çıkan, mücadele eden arkadaşlardan yedisi bir mitingin düzenleme kurulu olmaktan dolayı yargılandılar yedi yıl sonra beraat ettiler.
Yedi yıl sürmese de aynısını Ünye Üçpınarlılar yaşadı. 15 arkadaşın yargılamaları iki yıl sürdü. Geçen hafta dava sonuçlandı ve beraat ettiler. Üçpınarlılar da köylerinde maden işletmeciliğinin ilk adımı olan sondaj çalışmalarını istemediklerini, köylerini terk etmelerini istediler. Günlerce köylerinde yediden yetmişe (Ünye, Fatsa, Ordu vb. yerden destek görerek) topraklarına, ormanlarına sahip çıkmak için direndiler. Yürüdüler, oturdular; haykırdılar… Gözaltına alındılar. Soruşturma açıldı. Davalar gün ata ata sona erdi. Beraat edildi.
Şimdi Üçpınar halkı bayram yapıyorlar. Topraklarına 3-4 sondaj yapıldı, bırakıp gittiler. Direnmenin ödülünü aldılar. Topraklarını, ormanlarını kurtardılar. Beraat da ettiler. Haklılıkları gönüllerdeydi, hukuksal olarak da tescillendi. Onları da tanımaktan, Ordu Çevre Derneği yönetim kurulu üyesi olarak yanlarında olduğumdan şanslıyım. Üçpınarlılardan öğrendiklerim oldu. Öğrenme süreci bitmez; her deneyim, yarına yeni birikim olarak zenginlik sağlıyor. Bunları yazarken direniş döneminde inşaatta çalışmasını bırakıp direnişe katılan ve sonra yeniden inşaata çalışmaya giden sevgili Cevat Öztürk’ü elektrik tellerine değmesi sonucu kaybetmenin üzüntüsünü de belirtmekte yarar var. Değerli bir arkadaşımızı kaybettik. Fatsa’daki mücadelede de emeği var.
Bu tür davalar ülkemizin her tarafında yaşanıyor. Bunlardan ders çıkarılmalı. Ünyeliler de ders çıkaracak mutlaka. Taş ocakları, maden, HES, deniz dolgusu gibi yaşam alanlarına zarar veren çalışmalara yönelik neler yapılması gerektiğini gösterdi Üçpınarlılar. Öğrenmenin yaşı yok, zamanı, biçimi de yok. Yeter ki öğrenmek isteyelim.
Benim, Fatsa ve Ünye’de madene karşı verilen mücadelede Tepeköy, Sarıhalil, Erenyurt, Şenyurt, Çötelli, Kaledibi, Üçpınar, Yeşilkent, Yeşiltepe, Kadılar, Ağıdere, Oluklu köylülerinden ve çöp için direnen Çaybaşı İlküvez köylülerinden öğrendiklerim çok. Öğretmenim oldular. Kendilerini ayrı ayrı teşekkür ediyorum.