Ne Durumdayız?

Coşkun Özbucak cozbucak52@hotmail.com

Her gün yeni bir yıkım haberi alıyoruz. Bu haberi duymayanlar da var, duymazdan gelenler de. Bu arada savunanları es geçmeyeyim.
           
Ekoloji, çevre konusunda yaşananlar gösterdi ki, uyanık olmak zorundayız. Bir yerde yıkım varsa kendi kapımızda oluyormuş gibi davranabilmeyi egemen hale getirmek başarıyı artırır. “Nasılsa bize uzak” denirse, bir gün kapınız çalındığında bu kez başkasından “Nasılsa bize uzak” sözlerini duyarsınız.
           
Ünye’de bu yaşanıyor. Çamlık’a sahip çıkma duyarlılığı başka yerlerde gösterilemedi. Taş ocakları, maden çalışması, çimento fabrikasının etkileri, kumsalların betonlaştırılması, şehir içi çalışmalar konusunda yeterli birliktelik ve sahiplenmede ortaya konulamadı.
           
Ünye’nin çevresindeki ilçeler de birlikte düşünüldüğünde yapılması gerekenler çok. Çaybaşı İlküvez ’deki çöp tesisinin yarattığı sonuçlar ortada. Ünye ve çevresinden buraya ne kadar sahip çıkılabildi? O kadar çok taş ocağı projeleri ilan edildi ki hiçbirine yönelik ne tepki ne de yargı süreci başlatıldı. Ünye ve çevresinde İlküvez ve Üçpınar ve Çamlık dışında hafızalarda yer eden bir direniş yaşanmadı.
           
Şimdi bir tehlike daha gündeme geldi. İkizce’ de (İkizce-Ünye arasında) bir maden sahasında arama yapılması için ihale süreci var. 7 Aralık 2021. Aynı tarihte Ünye, Fatsa, Kumru, Korgan, Çatalpınar arasında bir saha da arama çalışması yapılabilmesi için ihale edilecek. Yani Ünye ve çevresinde de yıkım sürüyor.
           
Ünye ve çevre ilçedeki partiler, sendikalar, dernekler, odalar bir araya gelip durum değerlendirmesini yapıp ortak hareket etmenin olanaklarını bulmalılar ki, toprağımıza, suyumuza, ormanımıza yani geleceğimize sahip çıkılabilsin. Ekoloji ve çevre mücadelesi kişilere ve bir iki kuruma havale edilmeyecek kadar önemli. Ünye bunu başarabilir.
           
Öyle bir durumdayız ki, toprağımızı, suyumuzu, ormanımızı; yaşam alanlarımızı; geleceğimizi kurumların yanlışlarına karşı korumak zorundayız. ÇED dosyalarının nasıl hazırlandığını ve “olur” alındığını biliyoruz. Kurumların izinleri gelişigüzel verdikleri yargı süreçlerinde ortaya çıkmakta. Bu nedenle verilen izinlerden çok, meşrutiyet ve yaşayacağımız olumsuzluklar önemli.
           
Geç değil. Ünye’de de yapılabilecekler var. Yeter ki, niyet olsun. Yaşam alanlarımızı, toprağımızı, suyumuzu, ormanımızı şirketlerin pazarı olmaktan kurtarabiliriz.