DAMLAYA DAMLAYA GÖL OLUR            

Coşkun Özbucak cozbucak52@hotmail.com

Alışkanlıklarımız var. Küçük kayıpları önemsemeyiz ya da zararın telafi edilebileceğine inanırız. Oysa zararın küçüğü, büyüğü yok. Damlaya damlaya göl olur. Küçük zarar bakmışsınız önlenemez zarara dönüşmüş.
           
Bunları Ünye’deki ekoloji sorununda görebiliyoruz. Aslında Ünye’de o kadar çok zararlı “damlalar” var ki, toplamına baktığımızda Ünye yok ediliyor. Ekoloji sorunları derken belki yıkımın boyutu nedeniyle akla Fatsa geliyor ancak her yer aynı durumda. Ekolojik yıkım yalnızca altın madenciliğinden dolayı olmuyor. Diğer madenler, taş ocakları, HES’ler, rüzgar, güneş enerjileri, yol yapımı, organize sanayi; işletmelerde kapasite artırımı, deniz dolgusu vb. toplamına bakıldığında zararların damlaya damlaya göl olduğunu görebiliyoruz.
           
Bir yerde taş ocağı yapılıyor. Zararı yalnızca ilgili mahalle görmüyor. Orman kesimi, tarım arazilerinin yok edilmesi, su kaynaklarının kuruması, kirlenmesi toplamda ilçeyi tümden etkiliyor. Ünye’de ne kadar taş ocağı vardır, bilen var mı? Ordu Çevre Derneği olarak takip ediyoruz ve ÇED sürecinde derneğin grubunda ve facebook sayfasından duyuruyoruz. İlgili bölgelere de duyurmaya çalışıyoruz. Ünye’de taş ocağı sayısı çok fazla. Bunların zararlarının birleşmesini düşünün. Hatta kimi taş ocaklarında ÇED süreci yaşanmadan fiili durum yaratılarak yapılıyor.
           
Ünye’de taş ocaklarının zararlarını hissedenler de meşru ve yasal yolları da denemiyor. Taş ocaklarının en rahat Ünye ve çevre ilçelerinde çalışma yaptıklarını söylersem abartmış olmam.
           
Ünye’de çimento fabrikasından dert yananlar çok oluyor. Özellikle çevre mahallelerde atık yakmaktan kaynaklanan duman ve kokusundan nefes alınamadığını, bitki örtüsü üzerinde tabaka oluştuğunu söylüyorlar.
           
Çamlık için ortak irade örnek alınacak bir duyarlılıktı. Devamı bakımından, hukuksal süreç işletilmesi yönünden belki tartışılacak konular olabilir. Ancak kitlesel bir duruş gösterilmişti. Bu birliktelik, diğer ekoloji konularında gösterilemedi diye düşünüyorum. Bu tahlili de takip edebildiğim kadarıyla yapıyorum.
           
Ünye’de yapılabilecekler o kadar çok ki, mücadele insanlık görevidir. Verilen mücadelenin sonunda kazanmak kesin değil. Ancak mücadele edilmediğinde zaten kazanma şansı hiç yok. “Karşı çıksak ne olacak ki, yine de yapıyorlar.” anlayışı terk edilmelidir. Mücadele verilecek zararın oranını azaltır. Ses çıkarılmadığında 100 ağaç kesilecekse mücadeleyle yarısı kurtarılabilir.
Ekoloji mücadelesi geleceği kurtarma mücadelesidir. Doğaya karşı kazanılan zafer, geleceğimizi kaybetmek demektir.